FIKRALAR 1

 

Soyunun lütfen..

Kadın göğsünden rahatsızmış ve doktora gitmiş. Doktor kadının şikayetini dinledikten sonra
-Buyrun, şurada soyunun, hanımefendi.
-Doktor bey, ben utanırım. Işıkları kapatabilir misiniz acaba?
Doktor Işıkları kapatmış. Beş dakika sonra kadın sormuş:
-Elbiselerimi nereye koyayım, doktor bey?
-Benimkilerin üzerine..

Araba Hırsızları

Dursun koştura koştura kahvehaneye girer ve büyük bir telaş içinde Temel'e bağırır:
Ula Temel, koş!!! Senin arabayı çalıyorlar! Yetiş!!!
Temel de bunu duyar duymaz yerinden fırlar ve arabasını kurtarmaya gider. Aradan üç-beş dakika geçmeden de
çIkar gelir. Gayet rahattır Kahvehanedekiler sorarlar:
-N'oldu, Temel? KurtardIn mI arabanI?
-Yok yahu, yakalayamadım. Hızlıydılar. Ama merak etmeyin, plakayı aldım.

Atletizm
Temel'le İdris'in canlarI sıkılmış ve stadyuma gitmişler. Atletler koşarken
aralarında şu konuşma geçmiş:
-Ula, bu uşaklar niye koşayı?
-Biri birinci gelecek, madalya alacak.
-Peki öbürleri niye koşayi? Barmen
Temel otelde kalıyormuş. Bara inip birşeyler içmek istiyormuş ama içkiyi
ısmarlarken laz olduğunun anlaşılmasından çekiniyormuş. Geçmiş aynanın
karşısına başlamış prova yapmaya:
-Bana bir fisku...Yok böyle anlarlar..
-Bana bir raki...Yok böyle de anlarlar..
-Bana bir cin...Hah, tamam.
Böyle anlamazlar demiş ve bara inmiş. Barmene seslenmiş:
-Barmen, bana bir bira.
Barmen Temeli biraz süzdükten sonra sormuş:
-Sen laz mısın?
Temel büyük bir şaşkınlıkla:
-Uyyy nasıl anladun, daa?
Barmen:
-Burası resepsiyon. Bar karşIda.

Fadime

Temel ve Fadime yüksekçe bir tepede başbaşa oturmuş şehri seyrediyorlarmış. Bir an Fadime Temel'e dönüp
-Ula Temel, sana fıtık ameliyatı olduğum yeri göstereyim mi? demiş
Temel de pis pis sIrItIp
-Gösteeeer!
demiş ve yavaş yavaş Fadime'ye sokulmuş. Fadime de
-Aha, şu karşIda gördüğün okulun tam arkasındaki beyaz binadur!

Karadeniz Futbolu
İki Karadeniz futbol takımı, RizeFişekspor ve SinopZıpkınSpor, maç yapIyorlarmIş. Sinoplular o an stadın
yakınlarından geçen trenin düdüğünü hakemin bitiş düdüğü sanmışlar ve sahayı terketmişler. Kalan 85
dakikada da RizeFişekspor gol atamayInca maç 0-0 berabere bitmiş.
Kızılderililer

Temel ile Dursun parasız kalmışlar. İş ilanlarına bakıp yapabilecekleri bir iş aramaya başlamışlar. Bir ilanda
Bir kIzIlderili kafaderisi getirene 100$ yazdIGInI görür görmez Amerika'ya gidip kızılderili aramaya
başlamışlar. Günler boyunca çölleri, dağlarI aramışlar ama nafile, hiçbir kızılderiliye rastlayamamışlar.
Sonunda yorgunluktan baygIn düşüp bir yerde uyuya kalmışlar. Temel sabaha karşı uyandığında çevrelerinde
savaş boyaları sürünmüş yüzlerce kızılderiliyi görünce Dursun'u dürtüp:
-Lan, Dursun! Kalk, kalk! Paraya para demeyeceğiz artık

Köpek

Temel birgün köpeğiyle tavla oynarken yoldan geçen turistlerden biri bunları görür. Şaşıran turist hemen
yanlarına yanaşIr:
-Aaa, ne müthiş bir köpek?
Temel hiç oralı bile olmadan:
-O kadar da değil canım, son üç eldir mars oluyor..

Papağan

Temel dolaşIrken evlerden birinin penceresinde bir papağan görmüş. Pencereye yanaşmış ve mırıldanmış:
Allah Allah, ne ilginç kuş! Temel'in kendisine hayretle baktığını gören papağan da Ne bakIyorsun, hemşerim?
diye seslenmiş. Temel o şaşkınlıkla karşılık vermiş:
-Afedersun, hemşerum. Ben seni kuş sandıydum

Temel The Kamyon Şöförü
Temel kamyonu ile dik bir yokuştan süratle inerken birden kamyonun freni patlamış. Telaşla kamyonu nereye
süreceğini düşünürken sağında kalabalık bir pazar yeri görmüş. Kamyonu o tarafa sürersem yüzlerce kişi
ölür. diye düşünürken sol tarafInda da boş bir arsada oynayan küçük bir çocuk farketmiş. Bir çocuğun kaybı,
yüzlerce kişiyi öldürmekten daha iyidir. Tanrım, beni affet. diyerek kamyonu o tarafa çevirmiş.
Ertesi gün, gazetelerde manşet:
Pazara dalan kamyon 120 kişiyi biçti!
Hastanede yatan Temel'e olayI araştIran komiser sorar
Anlat bakalım nasıl oldu?
Temel de hala şaşkın:
Amirim, herşey o ufak çocuğun pazar yerine doğru koşmasıyla başladı.

Cin

Hafta sonunu hem dinlenmek, hem spor yapmak icin planlayan genc kari-koca, kentten hayli uzaktaki golf kulubune gitmisler.. Genc kadin topa bir cakmis.. Sangir.. Agaclarin arasindaki bir koy kulubesinin cami paramparca.. Ozur dilemek icin kosarak gitmisler..Kirik camin arkasinda, odanin ortasinda golf topu, topun yaninda kirik bir sise.. yaninda da bir adam.."Ozur dileriz, tazmin ederiz" derken kari koca, delikanli bir isaretle onlari susturmus. "Ne ozuru, asil ben size tesekkur borcluyum" diye.. Kari koca saskin saskin bakarken anlatmis.. "Ben cinim.. Tam 3 bin yildir bu sisenin icinde hapistim. Sizin topunuz siseyi kirdi, beni kurtardi. Simdi ikiniz de benden bir sey dileyin.. Aynen yapacagim. Yalniz dileklerinizin yerine gelmesi, benim dilegimi de sizin kabul etmenize bagli.. Yani iki sizden bir benden..” "Peki" diye atlamis, koca sevincle.. "Bankada 10 milyon dolarim olsun..” "Oldu" demis, cin..Kadina donmus.. "Ya siz.." "Sehrin en guzel villasi benim evim olsun. Saraylar gibi.. Hizmetcileri,usaklari, bahcivanlari ile..” "Oldu" demis cin.. "Simdi sira bende.. Ne olur garip bulmayin..Uc bin yil bu sisenin icinde.. Oyle ozledim ki.. Bu genc ve guzel kadinla bir kez sevismek istiyorum, bu dunyadan kaybolup cinler dunyasina gitmeden once..” Genc kadin yakisikliya icten icten bakarken, koca once kizar gibi olmus,sonra dusunmus.. "Bu cin.. Yokolup gidecek. Kimse de bilmeyecek. Bankada 10 milyon dolar, 10 milyon dolarlik da bir saray.. Bu firsat kacirilir mi?..” Cinle kadin, yan odaya gecmisler.. Kendilerini yataga atmislar..Tam 2 saat suren bir unutulmaz seans.. Sonunda kadin giyinirken, cin sormus..

"Kocaniz kac yasinda?..” "Otuzbes" demis kadin.. "Niye sordunuz?..” "Bu devirde, bu yasa gelmis, hala cinlere inaniyor da..”

2 Heykel

Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, ta ki bir gün
bir melek cennetten onlar için gelene kadar. -"Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir
hediye verecegim.Yarim saat için sizi canlandiracagim, siz de bu sure içinde isteyip de yapamadiginiz seyleri
yapabileceksiniz." demis. Ve melek ellerini çirpar çirpmaz heykeller canlanmis. Iki heykel önce birbirlerine biraz
utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir süre sonra caliliklarin
arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis.... Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar,
ikisinin de yüzünde bir tebessum varmis tabi.
-"Onbes dakikaniz daha var," demis melek, gözlerini anlamli anlamli kirparak.
Disi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayilmis ve hemen erkek heykele dönüp: "Harika!
Ama bu sefer güvercinleri sen tut, ben kafalarina yapayim" demis.....

Kayboldum !!!

Köyün birinde dünyanın en yaşlı adamının yaşadığını haber almış televizyoncular Hemen kameralar, naklen yayın arabaları, köye koyulmuş... İhtiyarı kahvede en öne oturtup karşısına kameraları koymuşlar Reha Muhtar sormaya başlamış

"Bu kadar güzel yaşama kimbilir ne güzel anılar sığdırmışsınızdır. Bir güzel anınızı anlatır mısınız?"

"Anlatayım" demiş ihtiyar "Birgün ağanın eşeğinin taze sıpası kaybolmuştu. Gittik köyün delikanlıları sıpayı aramaya

Sıpayı bulduk dağın arkasında Bağlayıp dağdan indirirken serde gençlik var. Sıpa gözümüze çok güzel göründü"

Reha bile kızarmış

"Aman dede, geç bunu, daha güzel bir anın yok mu?" demiş

"Var" demiş ihtiyar "Birgün muhtarın kızı kayboldu Köyün delikanlıları gittik kızı aramaya.Kızı bulduk dağın arkasında Dağdan indirirken serde gençlik var, kız gözümüze çok güzel göründü…""Öhööö Ühüüü Pöööhö" diye Reha gene kesmiş dedenin sözünü Kesmese RTÜK kanalı kesecek

"İyi anıları geç dede" demiş. "Sen en iyisi bir kötü anını anlat bize" İhtiyar başlamış anlatmaya

"Bir gün ben kayboldum"

Devam Et !

Genc cocuk son model Porsche'si ile yolda ilerlerken kirmizi isikta durur. Tam o sirada arkadan gelen bir kamyon buyuk gurultu ile arabaya carpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanin arkasi hasat. Kamyonun
soforu gencin ayaklarina kapanir: "Abicim sen beni affet. Ben 30 yil calissam bunu odeyemem. Sen su kardesini affet" der.
Cocuk bakar ki adamin hakkaten hali vakti pek yerinde degil. Adami affeder ve arabasina binip yoluna devam eder. Cocuk iki, uc isik sonra tekrar durur. Derken yine buyuk bir gurultuyle arabasina arkadan carparlar. Cocuk arabadan iner bir de bakar ki yine ayni kamyon soforu arabasina vurmustur. Ancak bu sefer sofor kamyondan
disari cikmadan sadece kafasini pencereden uzatir ve:
"Abi benim ben. Devam et!

3 Şart

Ingiltere' de bir hayvanat bahcesinde soylari tukenmekte olan bir cift goril kalmis. Insanlar bunlari
ciftlestirip soylarini kurtarmaya calisiyorlarmis ki erkek goril birden olmus. Ortalik birbirine girmis.
Gazetelere ilanlar verilmis ve disi gorile bir es bulana buyuk oduller vaad edilmis. Kimsenin elinden birsey
gelmiyormus.Herkes caresiz caresiz otururken bir Turk cikmis ve bu isi halledecegini ancak 50 bin dolar
istedigini soylemis. Hemen kabul etmisler. Turk ucaga atlamis once Istanbul'a sonra da Ankara'ya gelmis.
Ankara' da otobuse binmis. Pozanti yolu uzerinde bir kahvede inmis. Kahveye girmis bakmis bir suru kamyon
soforu oturuyor. Hepsine soyle bir alici gozuyle baktiktan sonra bir tanesine `Sen gel' demis.
Adam gelmis, bizimki de ona durumu anlatmis. Boyle boyle bir durum oldugunu, gorile bir es aradigini ve
adamin bu is icin cok uygun oldugunu ve bunun bedelinin de 25 bin dolar oldugunu soylemis. Kamyoncu dusunmek
icin 1 saat muhlet istemis. 1 saat sonra donmus ve demis ki :
"Tamam kabul ediyorum ama 3 sartim var:

1. Hayvani dudaklarindan opmem.
2. Dogacak cocuk erkek olursa babamin adini koyarim.
3. 25 bin dolarim yok. Taksit taksit oderim...."

Temel ve İdris USA'de

Temel ile Idris cok eskiden bi yolculuga cikmislar. Temel'in arkasinda saz, Idris'in sirtinda azik, Asya'yi gecip, Amerika'ya gelmisler. Burda dolasirken birden etraflarini kizilderililer sarmis. Napicaz derken Temel: "Ben sazimi cikartip caliim, bunlar boyle bi sey gormemislerdir." diyip baslamis saz calmaya. Temel'in saz calisini duyan butun kizilderililer son hizla kacmis. Bunun uzerine Idris "Buraya bi tek saz yetti, buranin adi TekSaz olsun" demis. Gene yola koyulmuslar... Bi gun yine kizilderiler etraflarini sarmis. Temel gene ayni taktik saz calmis. Sazi duyan yerliler iyicene sinirlip uzerlerine yurumeye baslamis Temel ile Idrisin. Bunun uzerine Idris'de guzel bi gaz cikartmis.
Kokuya dayanamayan kizilderilerin hepsi vinn.. Temel "Buranin adi da Laz VeGaz olsun bari" demis. Dolasmaya devam ederlerken gene kizilderililer saldirmis. Temel baslamis saza ama sazi duyan kizilderililer cok sinirlenip almislar sazi Temelin munasip yerine monte etmisler ve gitmisler. Bunun uzerine Idris "Buranin adi da ArkanSaz olsun Temel." demis...

Uzun bir fax

Bir Japon, New York ta bir bara girip oturur. Sol avucunu acip sag eliyle avucunun icine telefon tuslar gibi yapar sonra sol elini kulagina getirip konusmaya baslar. Barmen meraklanip yanina gelir. "Ne yapiyorsun sen? diye sorar. Japon, "Japonyada yeni bulus. Artik cep telefonu kullanmak yok. El telefonu var diyerek elini acar gosterir. Avucunun tam ortasinda ufak bir hoparlor monte edilmistir.
Barmen, "Inanmiyorum.
Boyle bir sey olamaz. Japon, "Gostereyim. Bana bir telefon numarasini soyle, cevireyim. Barmen numarayi soyledikten sonra, Japon yine avucunun icini tuslayip elini kulagina getirir. Biraz bekledikten sonra elini barmene uzatir "Konusabilirsin der. Barmen Japon un elini kulagina getirerek "Alo? sesi duyar sonra "Joe? Sen misin?... Ya inanmiyacaksin ama su anda seninle bir Japon un elinden konusuyorum...
Hayir sarhos filan degilim.... Neyse sonra anlatirim. Haydi hoscakal deyip Japon un elini birakir. Hayretler icinde, - "Harika bir sey bu!
Pahali midir? Japon, "Biraz ama deger der sonra ickisini ismarlar. Ama ickisini yudumlarken birden bire dikiliverip "Afedersin tuvalet ne tarafta? sorar. Barmen yolunu gosterir. Japon kalkip gosterilen kapidan girer. 5 dakika gecer ama Japon donmez. 10 dakika gecer... Barmen merak etmeye baslar. 20 dakika gectikten sonra barmen "Basina kotu bir sey mi geldi diyerek tuvalete girer ve... Japon u yerde gorur. Pantalonu dizlere kadar indirilmis secdeye durur gibi yere egiliyor. popsunda da bir rulo tuvalet kagidi var.
Barmen: "Aman Tanrim! Sana ne oldu boyle? Saldiriya mi ugradin? Yaralandin mi? Japon: "Hayir. Ben iyiyim. Japonyadan uzun bir faks aliyorum, o kadar.

Serçe

Serçe kış günü karda, fırtınada yuvasından düşmüş, bir kenarda tir tir titriyormuş. O sırada yoldan geçen bir manda başka yer kalmamış gibi, gelmiş serçenin üzerine pislemiş... Serçe mandanın arkasından kızıp, bağırıp, çağırmış ama nafile... Ama bir süre sonra, mandanın pisliğinin sıcağı, hoşuna gitmiş, ısınmış, başlamış cik cik ötmeye! Serçenin sesini duyan kedi koşup gelmiş: "Gel serçe kardeş, böyle günde düşmanlık kalmaz, ver kanadını, seni çekeyim." Serçe kanadını uzatmış, kedi pençesiyle çekip almış, sonra da yemiş...

Kıssadan hisse...

* Üzerinize pisleyen herkesi düşman sanmayın!

* Sizi pislikten kurtaran herkesi de dost!

* Eğer gırtlağınıza kadar da pisliğe gömülmüşseniz, çenenizi tutmayı bilin!

4 Kaplumbağa

Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar.
Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar.
Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar.
Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK!
Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi.
Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar.
Genc eleman:
- Giderim, ama bir sartim var., der ve ekler.
- Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak.
Digerleri de bunu kabul eder.
Elemanimiz yola cikar.
Aradan bir, iki, on, yirmi yil geger.
Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir. olmek uzeredir.
Arkadaslari ne yapsa faydasiz.
Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar.
O da:
- Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?, der. Digerleri de kiramaz ve:
- Elbette! , diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- Gitmiyorum iste, gitmiyorum!

Derviş

Eskiden bir fakir derviş, bir şeyhin tekkesine kapılanmış. Gel zaman git zaman şeyhle araları açılmış.

Şeyh fakir dervişi kovmuş. Dervişin gideceği yer uzak olduğundan, hiç olmazsa kendisine bir eşek vermesi icin şeyh

hazretlerine yalvarmış. Şeyh dervişin son arzusunu yerine getirip, bir eşek vermiş. Eşeğe binen derviş, cıkmış yola...

Tam yolun yarısında, eşek nalları dikmiş...

Zavalli derviş, göz yaşları arasında eşeğini gömüp, mezarının başına oturmuş, hem ağlar hem "Ben bu yolu nasıl yaya

gideceğim?" diye düşünürmüş. O sırada büyük, zengin bir kervan geçiyormuş.

Derviş'e "Ne ağlarsin" diye sormuşlar. Derviş eşeğinin öldüğünü söylemeye utanmış. Ah sormayın demiş, burada benim şeyhim,

Hazreti Marsuvan yatıyor. Ona ağlıyorum. Hemen kervan yolcuları da mezarın başına oturup ağlamaya, Hazreti Mursuvan'ın

ruhuna fatiha okumaya başlamışlar.

Dervişe bol para verip : Aman Hazreti Mursuvana yakışır bir türbe yap demişler.

Derviş mezarın etrafını duvarla çevirmiş, üstünü kapatmış. Derken ziyaretler başlamış, gün geçtikçe, bu ziyaretler

arttıkça artmış. Gelen giden dervişe avuç dolusu para veriyormuş. Derviş türbeyi büyütmüş. Bir büyük tekke, harem, selamlık,

çeşmeler yaptırmış, rahat rahat yaşamaya başlamış.

Gel zaman git zaman bir gün o civardan, dervisin eski seyhi geçiyormus.

Yol üstünde bu büyük tekkeye uğrayınca, vaktiyle kovduğu eski dervişini tanımış. "Bu iş nasıl oldu?" diye sormuş. Derviş de

başından geçenleri anlatınca Şeyh:

- " Aferin evlat, bizim tekkede yatan da Hazreti Marsuvanın babasıdır demiş.

İntikam

Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse

yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar.

Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- çok şiddetli bir şamar sesi

duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.

Genç kız düşünüyor; (Benim yerime annemi öperlerse, işte böyle şamarı yerler..)

Kızın annesi düşünüyor; (Helal benim kıza, öpüldü ama, hemen şamarı yapıştırdı..)

Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan asker kızı öptü, şamarı ben yedim...)

Asker gülümsüyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir şamar!!)

10 zenci

10 zenciye cin sormuş: Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkınız var.

1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demiş, olmuş. 10. zenci tebessüm etmeye başlamış.

2. zenci de beyaz olmak istediğini söylemiş, olmuş. 10. zenci sırıtmaya başlamış.

3. zenci de beyaz olmuş dilediği dileğiyle... 10. zenci kıkırdamaya başlamış.

4. zencinin de isteği aynı... 10. zenci gülmeye devam...

5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yönünde isteğini kullanmış.

Sıra 10. zenciye gelmiş ama adam yerlerde... Gülmekten geberiyor.

Cin isteğini sormuş... Adam nefes almaya fırsat bulduğu bi ara isteğini garip bir böğürtü ile belirtmiş: HEPSİNİ ZENCİ YAP!

Makina

Adamin biri bir gun oglunu yanina cagirmis:

"Bak oglum senelerdir butun parami harciyarak sana is kurdum.Sen de itina ile hepsini batirdin.Simdi sana dunyanin en son teknolojisini kullanan bir makine aldim.Bu makinenin on tarafindan okuzu sokuyorsun, arkadan sana hazir sosis olarak cikiyor.Senin sadece yapacagin su dugmeye basmak"

Oglan dusunmus ve, "Babacigim birsey soracagim bu makineye sosis koysam okuz olarak cikarir mi?"

Adam ogluna bakmis bakmis;

"Oglum boyle bir makine sadece annende var.Bundan seneler once ben bir sosis vermistim o da senin gibi bir okuz cikardi"

Genetikçi

Her ülkeden genetik bilimcileri toplanmışlar yeni buluşlarını anlatıyorlar. Alman genetikçi, Balık ile devenin genlerini birleştirdim, yepyeni bir hayvan ortaya çıktı. Kollestürolsüz et üretiyorum demiş. Amerikalı, tavuk ile dana genini birleştirip, çabuk üreyen bir hayvan yarattığını, dünyanın açlık sorununu çözeceğini anlatmış. Bizim genetikçi Temel; " Karpuz geniyle karafatma genini birleştirdim" demiş. Diğer bilim adamları hayretler içinde ne işe yarıyor diye sormuş. Temel yanıtlamış. "Karpuzu kesince bütün çekirdekleri kaçıyor"

30 Derece

Bir savas gemisi karanlik ve sisli bir gecede yol aliyormus. Derken kaptan koskundeki komutan tam karsida ve uzakta uzerlerine dogru gelen bir isik farketmis. Hemen karsi tarafa sinyal gondererek su mesaji gecmis:
-"Derhal rotanizi 30 derece doguya ceviriniz"
Karsindan aninda cevap gelmis:
-"Sen rotani 30 derece batiya cevir!"
Komutan sasirmis, biraz da sinirlenmis, mesaji tekrarlamis:
-"Rotani derhal 30 derece doguya cevir, emrediyorum!"
Karsidan cevap:
-"Asil sen rotani 30 derece batiya cevireceksin!"
Komutan ofkeden kuplere binmis, bir mesaj daha yollamis
-"Ben 30 yillik kaptanim, sana son kez emrediyorum, rotani 30 derece batiya cevir!"
Cevap: -"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotani 30 derece doguya cevir"
Komutan, o kadar sinirlenmis ki, hemen murettebata butun toplari atese hazir hale getirmelerini emretmis ve son kez bir mesaj gondermis:
-"Burasi bir savas gemisi, derhal rotani 30 derece batiya cevirmezsen atese baslayacagiz"
Karsidan cevap gelmis: -"Burasi da bir deniz feneri.. Sen rotani bir an once 30 derece doguya cevirmezsen birazdan kayalara carpacaksin"

Patatis !!!

Birgun dunyanin Gizli servisleri arasinda yarisma yapilacakmis CIA'den, KGB'den ve bizim MIT'ten de katilanlar olmus. Yarismaya katilanlara bir odaya girecekleri ve odadaki cuvala bir sekilde kendilerini paketleyecekleri soylenmis

Butun yarismacilar tamam deyip sirayla girmeye baslamislar sirayla.

Ilk once CIA'yinki odaya girip paketlemis kendini. Pesinden giren juri uyesi cuvali tekmelemis ve cuvaldan:

- Hav hav

diye ses gelmis. Juri uyesi inandigini soyleyip odadan cikmis. Arkadan KGB'ninki girmis. Ayni sekilde kendini paketlemis Juri uyesi gene tekmelemis cuvali bu sefer:

- Miyav Miyav,

diye ses gelmis Tamam demis adam. Arkadan MIT'in ki girmis ayni sekilde yapmis. Adam gene tekmelemis: Ses yok bi kac defa tekmelemis I-ih gene ses yok Cuvali duvarlara vurmaya baslamis en sonunda cuvaldan:

- Patatis ulan patatis

diye ses gelmis.

Tavşan

Herifin biri terasta hamakta dinlenirken bi bakmis ,kopegi agzinda birseyi yerde surukluyor.Gitmis yanina bir de ne gorsun,bu komsunun kizinin cok sev- digi

tavsan.Adam hemen davranmis , tavsanin olusunu guzelce yikayip taramis ve kurutmus,sonra citin utunden atlayip kafasine yerlestirmis ki,dogal sebep- lerden

oldugu sanilsin diye.HErgun oldugu gibi komsunun arabasi bahceye gir- mis ve kucuk kiz tavsanla oynamak icin kafese kosmus ama bir metre yaklasinca

-BAAAABBBAAAA :==( ) Diye bagirmis,babasi hemen kosmus tabii bizim adam da iyi komsu rollerinde cite yaklasmis yardim edebilirmiyim diye .Babasi cok

sinirli bir sekilde : --Neasil bir sapik zihniyet kucuk bir kizin tavsanini gomuldugu yerden cikarip,yikayarak tekrar kafese koyar anlamiyorum.

Müthiş Bilgisayar

Bir sirkette genel mudur olarak calisan bir adam, eksiksiz bir saglik kontrolunden gecmek uzere doktora gider.

Doktor, hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldiklarini ve bu sistem sayesinde kucuk bir idrar tahlili ile "full check up" yapabildigini soyler.

"Harika" der bizim genel mudur de, "baslayalim oyleyse".

Doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar icin tuvalete gonderir. Bizim adam bir sure sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. Doktor, kavanozdaki numuneyi bilgisayara bagli kucuk bir konteynere doker. Bilgisayar ilginc sesler cikartarak calisir ve bir sure sonra yazicisindan uzunca bir dokum alinir.

Doktor yazicidan gelen cikislari uzun sure incelemeye koyulur. Adam dayanamayip sorar: "N'oldu doktor, bir terslik mi var?"

"Bilgisayarin verdigi sonuclara gore," der doktor, "bir terslik yok, ama tenisten mutevellit sag bileginizde bir kavis olusmus."

"Yapmayin doktor" der bizim adam, "ben mesgul bir adamim, ne tenis ne de golf oynarim. Butun bunlari yapacak vaktim yok, nasil olur da sag bilegimde tenis oynamaktan bir kavis olusur?"

Bunun uzerine doktor, bilgisayarin simdiye kadar hic yanilmadigini, asla hata yapmayacagini soyler ve "Ancak" der, "icinizin rahat etmesini istiyorsaniz, bu steril kavanozu yaniniza alip eve goturun. Sabah kalkar kalkmaz da lutfen test icin gerekli idrari yapin. Sonra, dogruca buraya gelin, sizden ekstra bir ucret almadan testi yineleyelim".

Bizim adam, "tamam" der ve arabasina atlayip evin yolunu tutar. Bilgisayarin koydugu teshis canini sIktIgI icin, bilgisayarlara hiddetlenir. Butun dunyayi bu aptal makinelerin ele gecirecegini dusunur ve hiddeti daha da artar. Eve vardiginda, bilgisayarin "aklini basina getirmeye" karar vermistir.

Arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da arabasinin kaputunu acip karterden bir kac damla motor yagi alip kavanozun icine damlatir.

Eve girince de olup biteni karisiyla kizina anlatir. Onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarini ister. Onlar da bizimkinin istegini yerine getirirler.

Ertesi sabah, bizim genel mudur uyanir uyanmaz eline bir playboy alip bilgisayar icin tasarladigi son hinligi yapmak uzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer.

15 dakka sonra tuvaletten ciktiginda yuzunde mutlu bir gulumseme vardir. Dogruca hastanenin yolunu tutar. Doktor, kendisini selamlayip nasil oldugunu sorar.

Yuzunde hin bir gulumseme ile, "Iyiyim doktor, iyiyim" der bizim adam.

Doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarin konteynerine dokerken bir yandan da, "formunuzda gozukuyorsunuz bu sabah" der. Az sonra bilgisayar

yeniden tuhaf sesler cikarmaya baslar. Birkac dakika sonra da uzunca bir kagit cikisi gelir yazicidan.

Doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam "Bakalim senin bilgisayar bugun ne diyor doktor?" der, sinsi sinsi gulumseyerek.

"Himm..." der doktor, " Bilgisayarimiza gore, arabanizin yag degisim zamani gelmis, kiziniz hamile, kariniz da bel sogukluguna tutulmus. Ayrica, tuvaletlere girerken

yaniniza boyle ha bire Playboy almaya devam ederseniz, bileginizdeki kavis daha da kotuye gidecek".

Sevculu Temel

Sevgili oğlum Temel,

Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için bu mektubu yavaş yavaş yazıyorum.

Artık senin büyük şehire gittiğin zaman yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede; insanların başına genellikle evlerinin 2 km civarındaki bölgelerde kaza

geldiğini okumuş, o yüzden taşındık. Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşerilerimiz taşınınca adresleri değişmesin diye kapı

numarasını söküp götürmüşler.
Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine 4 gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha o gömlekleri görmedim.

Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün sürdü, ikincisi ise dört gün.

Benden istediğin yeleği postaladım; ancak halan o koca düğmelerle paketin çok ağır olacağını söyledi, o yüzden düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada

bulabilirsin.

Sevgiler
Annen Safinaz

Not: Sana biraz da para gönderecektim ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum.

FBI Ajanı

FBI eleman alımı için duyuru yapar. Üç kişi başvurur. FBI binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır. İlk adam içeri alınır ve şu sorular sorulur.

"Karını seviyor musun?" "Evet, efendim" "Ülkeni seviyormusun?" "Evet, efendim" "Pekala, biz karını da getirdik.Su an yan odada. " der ve masanın uzerine bir

tabanca koyar. "Simdi odaya gir ve karını öldür!" Adam silahı alır yan odaya gecer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner.Kravatı

gevsemiş,ter icinde kalmıştır. "Yapamayacağım efendim." der ve orayı terk eder. İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar. Ve ona da içeri girip

karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır. Son adam girer. Aynı sorular. Aynı cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam

içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye baslar. BAM,BAM,BAM,BAM,BAM,BAM .... Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam

kırılması duyulur.Adam içeri girer , biraz terlemistir. FBI personeli sorar "Ne oldu ?" Adam cevaplar.. "Efendim bana verdiginiz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu

pencereden aşağıya atmak zorunda kaldım"

Bizde İş yapanı ....

bir gun uluslararasi bir yarisma duzenlenir yarismanin kurali soyledir bir odada guzel bir hatun ve 20 adet utulenecek gomlek mevcuttur
1 saat zaman zarfinda 20 gomlek hem utulenecek hemde o guzel hatun duzulecektir. fransiz, alman ve turk yarismaci olarak katilirlar.
once almani iceri alirlar 1 saat sonra alman disari cikar ne oldu sorarlar gomlekler utulenmis fakat hatuna bir sey yapamamis sebebini
sormuslar bizde is herseyden once gelir demis. once is sonra gonul eylendirmek der. ikinci olarak fransiz girer ve cikar sorulur ne oldu
hatun tamam da gomlekler kaldi der sebebi sorulur bizde once ask sonra is gelir demis. son olarak bizim turk iceri alinmis 1 saat sonra cikar
her iki iste tamamdir. bunu nasil becerdigini sorarlar. o da cevap olarak utuyu hatuna verdim bende hatunu.
yani bizde is yapani du..rler demiş

Yabanci değil

Kucuk afacan, mutfakta yemek pisiren annesinin yanina kostu: - Anne, anne bakicim yataginda yabanci bir adamla yatiyor. Hem de cirilciplak. Deme oglum, feci bir sey bu! Cocuk kahkahayi basti: - Kandirdim seni anne. O adam yabaci degil, babam!

Onu da sen bul

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil'i kıyafet gezmeye karar vermiş.Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah, ihtiyarı selamlamış.
"Selamünaleyküm ey pir'i fani..."
"Aleykümselam ey serdar'ı cihan..."
Padişah sormuş: "Altılarda ne yaptın ?"
"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."
Padişah gene sormuş: "Geceleri kalkmadın mı ?"
"Kalktık...Lakin, ellere yaradı..."
Padişah gülmüş: "Bir kaz göndersem yolar mısın ?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar..Padişah başvezire dönmüş,
"Ne konuştuğumuzu anladın mı ?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş. "Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş..Bakmış adam hala orada çalışıyor..
" Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam, başveziri şöyle bir süzmüş...
" Kusura bakma..Bedava söyleyemem..Ver bir yüz altın söyleyeyim.."
Başvezir, yüz altın vermiş.
" Sen padişahı, serdar'ı cihan, diye selamladın..Nereden anladın padişah olduğunu.."
" Ben dericiyim...Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.."
Vezir kafasını kaşımış...
" Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..."
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
" Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kiş günü çalışıyorsun, diye sordu...Ben de, yalnızca
altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormus...
" Geceleri kalkmadın mı ne demek ?"
Adam bir yüz altın daha almış.
" Çocukların yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kız..Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış...
" Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..." Adam gülmüş..
" Onu da sen bul..."

Eczacı

Genç kız genç aşığına telefon açmış :
-Jean, demiş, seni çok arzuluyorum, geceleri uyku uyuyamıyorum.Ne olur bu hafta sonu bize yemeğe gel.
Seni annem babamla tanıştırayım.Sonra benim odamda ders çalışıyor gibi yapar doya doya sevişiriz...
Jean ömründe hiçbir kızla sevişmemiş, toy bir delikanlı. Bir eczaneye gitmiş.Babacan eczacıya :
-Bu hafta sonu önce bir aile yemeği , peşinden ateşli bir aşk yaşayacağım,
demiş, o yüzden iyisinden iki kutu prezervatif istiyorum...
Babacan eczacı kutuları vermiş, oğlanın sırtını sıvazlayıp yolcu etmiş. Jean hafta sonunda bir
büyük buket çiçekle Françoise'nın kapısını çalmış. Genç kız kapıyı açmış.Jean'ı doğrudan yemeğe almış. ,
Delikanlı çok mahçup biçimde masaya oturmuş.Kızın ana babasının yüzüne şöyle bir baktıktan sonra başını önüne eğmiş.
Başlamış dua etmeye.Ancak dua bir türlü bitmiyor.Françoise sonunda dayanamamuş, fısıltıyla :
-Ben senin bu kadar dindar olduğunu hiç bilmiyordum Jean, demiş... Jean adeta inlemiş :
-Ben de babanın eczacı olduğunu bilmiyordum...

Degaj

Karadeniz'de bir evde yangın çıkmıştı.Bir kadın kucağında çocukla damın tepesinde kalakalmıştı.İtfaiye geldi,
ama kadın bir türlü çocuğu aşağı atmıyordu.Birlikte cayır cayır yanacaklardı.Derken kalabalığın arasından Temel fırladı :
-At yenge, çocuğu aşağı at.Ben Sürmenespor'un kalecisiyim.Çocuğu tutarım.
Kadın inandı ve attı.
Temel nefis bir plonjonla çocuğu yakaladı.Sonra üç kere yere vurup degajını yaptı..

SINYAL

Temel'e bak bakalim arabanin sinyalleri calisiyormu, demisler.
- Calisayi,
Calismayi,
calisayi,
calismayi..... Eşşek

Birgun Temel esegiyle koyune donerken yolda gordugu elma bahcesindeki elmalardan tatmak ister. Bahceye girer ve eseginin
ustunde kolayca eristigi elmalarla bir guzel karnini doyurur. Tam ayrilacagi sirada bahce sahibi ikisini de gorur ve yakalar.. Once
bir guzel esegi dover, ardindan da Temel'i pataklar. Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar :
- Tamam tovdun, anladik ta sana pirsey sormak isteyrum!
- Sor bakalim.
- Neden once beni degul de esegi dovdun ?
- Seni once dovseydim esek kacardi da ondan !...

Avcı Temel

Dort kisilik avci grubu, tecrubeli avci Temel"in onderliginde ormanda ilerlemektedirler. Karsilarina kucuk bir delik cikar. Temel:
"Yatin yere, tavsan deligi !"
Butun avcilar yere yatarlar. Gercekten bir muddet sonra delikten tavsan cikar. Avcilar hemen vururlar.
Tekrar yurumeye baslarlar. Bir sure sonra buyukce bir delik cikar karsilarina. Temel :
"Yatin yere, tilki deligi !"
Yatarlar. Biraz sonra tilki cikar. Onu da vururlar.
Tekrar yola duserler. Bu defa daha buyuk bir delik cikar. Temel :
"Yatin yere, ayi ini !"
Yere yatarlar ve cikan ayiyi vururlar. iyice keyiflanan avcilar yurumeye devam ederler. Kisa bir zamansonra kocaman bir deligin
basinda dururlar. Acemiler hep birden Temel"e bakar. Temel :
"Usaklar ne cikacagini bilmiyorum. Ama yatin yere, ne cikarsa bahtimiza !"
Ertesi gun gazetelerde :

"Dort avci tren altinda can verdi..."

Ali

Ali isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "Karicigim, ben olmek uzereyim. Tanriya dua ettim, eger karim ben oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir
kez donecegim.
Eger benim obur duyada rahat etmemi istiyorsan lutfen benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?" Kadin:
- "Kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik kalacagim", der ve Ali olur. Yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya
gider kocasini aramaya baslar. Kapidaki gorevliye sorar:
- "Kocami ariyorum ismi Ali",
Gorevli:
- "Hangi Ali? hanimefendi, burda milyonlarca Ali var." Kadin:
- "Arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." Gorevli:
- "Ha, sen topac Aliyi ariyorsun, az ileride."

Giyotin

Naziler Uc Ingiliz,Fransiz ve Lazi esir almislar ve sonucta olum cezasi carptirmislar.idam gunu gelip catinca, askerler soruyor:
- Beyler Giyotinle mi olmek istersiniz, asilarak mi, kursuna dizilerek mi?
Ilk once Fransiz yanit verdi:
- Benim atalarim hep giyotinle olduler ben de giyotinle olmek isterim.
Peki demisler, almislar kafasini yerlestirmisler giyotine. Giyotini ustten birakmislar. Ama tam kafasina 2 santim kalinca giyotin
durmus. Maalesef giyotin bozuk
Almanlar sinirleniyor. Cunku bu durumda Fransiz kurtulmus.
Ayni soru Ingilize yoneltilince Ingiliz:
- Arkadaslar, Asilarak olmek cok kotu, kursuna dizilmekse vatan haini gibi olmek oluyor, siz beni de giyotinle oldurun.
Ingiliz uyaniklik yapiyor. Almanlar giyotini tamir ediyorlar.Ama olay ayni sekil cereyan ediyor. Sonucta Ingiliz de kurtuluyor.
Sira bizim laza geliyor. Bizim Temel de uyanik:

- Arkadaslar asilarak olmek gercekten cok kotu. E giyotin de bozuk. Siz iyisi mi beni kursuna dizin.

Viski

O gun barda her sey sakindi, piyanist beylik parcalarindan birini calarken millet masalarda pokerin tadini cikartiyor bir yandan da
viskilerini yudumluyordu, derkeen, iceriye bir adam geldi ve bara yaklasip:
- Hey barmen, herkese benden bir viski, sen de ic bir tane.
Barmen bardaklari parlattigi kirli bezini birakip bu yagli musterinin istegini memnuniyetle yerine getirdi, bir bardak ta kendi ict. Bu is
bir kac tur gerceklestikten sonra adam barmen artik parayi isteyince adam:
- Ne parasi barmen sen verdin biz ictik. dedi
Bunun uzerine barmen adami bir guzel patakladiktan sonra kapi disari etti.
- Ertesi gun yine ayni adam ayni bara gelip:

- Hey barmen, herkese benden bir viski, ama sana yok viski, sen icince sapitiyorsun

Kedi

Her gecen gun araba sanayiinde Japonlara yenik dusen Amerikalilar bir gun araba teknolojilerini incelemek uzere Japonya"ya
giderler. Fabrikayi gezerken bir kosede kutular icinde kediler gorurler. Merak edip bu kedilerin ne ise yaradigini sorarlar. Japonlar
cevap verir:
-Biz bu kedileri izolasyon testinde kullaniyoruz. Aksam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldigimizde ise arabada
kedi oluyse problem yok, eger kedi yasiyorsa arabanin problemli oldugunu anliyoruz" diyorlar.
Amerikalilar cok sasiriyorlar. Amerikalilar geziyi tamamlayip ulkelerine donerken bir Turkiyeye ugrayalim diyorlar. Turkiyede ise
Tofas"i geziyorlar. Gezerken bir kosede kutular icinde kediler goruyorlar. Sasiriyorlar. Dayanamayip bu kedilerin ne ise yaradigini
soruyorlar. Tofas yetkilileri cevap veriyorr:
-Biz bu kedileri izolasyon testinde kullaniyoruz. Aksam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldigimizde eger kedi
arabada ise problem yok, ama kedi arabadan kacmissa arabanin problemli oldugunu anliyoruz.

Menü

Adamin biri hergun lokantaya geliyormus ve kendisine servis yapilinca (bos buyuk bi tabak, catal+bicak+kasik vs) menuye
bakmadan alip catali veya bicagi soyle boydan boya bi koklayip, garsona donup
-Bugun menunuzde falan filan mi var ?
Garson hayretler icinde
- aaa, nasi bildiniz efendim? adam sakin ve hafif gururla
- ben bilirim delikanli deyip siparisini verip yemegini yiyip gidiyor.
Bu bir sure hep boyle devam etmis ama garson bi turlu bunu nasi yaptigini ogrenememis ve en sonunda gidip sefe butun herseyi
oldugu gibi anlatmis, adamin nasi tertemiz catali bi koklamayla menuyu saydigini... Sef bunun uzerine eger o musteri tekrar
gelirse servisi yapmadan kendisine haber vermesini soylemis.
Adam ertesi gun ayni saatte yine gelmis ve garson elemani gorur gormez sefe haberi ulastirmis. Orada bi bulasikci bi kadin
varmis, kadin terden pislikten batmis zaten; tutup bay sef musteriye gidecek catali kasigi tabagi ne varsa hepsini o kadinin
koltuk altina yuzune gozune butun terini silecek kadar surmus ve bir iki dk catal vs.deki terin kurumasini bekleyip vermis onlari
garsona ve pis pis gulerek
- Hadi bugun de bilsin bakalim menude ne varmis ...
garson servisi yapar ve siparisi beklerken adam alir eline catali ve boydan boya bi koklar ve hayret ve saskinlik icerisinde bir
- Allah Allah der. Sonra bi kere daha dikkatlice koklar ve saskinlik icerisinde garsona donerek
- Kezban sizde mi calisiyo ??

Vampir

Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz
vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu.
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak,
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya...
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5
dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu.
Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler...
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..

Doktor

Adam karisi ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasindan cikarak kadinin yanina gelir ve "Kocanizin
olmemesini istiyor saniz su kagida yazdiklarimi uygulayacaksiniz" der:
1- Sabahlari guler yuzle guzel bir kahvalti hazirlayin ve ise mutlu gitmesini saglayin.
2- Ogleleri eve geldiginde guler yuzle karsilayin ve guzel bir ogle yemegi i le takdir edildigini hissettirin, boylece gunun geri kalan
kismini da iyi gecirmesini yardim edin
3- Aksamlari eve geldiginde yemek ozellikle guzel olmali. Eve gelince eline bir kadeh icki verin dinlenmesini saglayin.
4- Haftada en az uc kere sevisin, eger isterse daha fazla sevisin. Ve tamamiyla tatmin oldugundan emin olun.
- Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsaniz kacanizin saglik yonunden hicbir problemi olmayacak der doktor.
Eve geldiklerinde adam karisina sorar,
- Ne dedi doktor sana?
Kadin cevaplar: "OLECEKMISSIN!"

Golf

Ingiliz, Fransiz ve Laz gene beraberler..
Ingiliz
- Golf icin bir sopa, bir top ve bir delik gerekir, bende bir sopa var.
Fransiz:
- Bende de bir top var.
Temel:
- Ben oynamiyorum.

Çöpçatan

Copcatan, damat ve gelin adayini karsilastirir.Gelin zengin oldugundan damat adayi ufak tefek kusurlarin bagislanmasi icin onceden
uyarilmistir.
Gelin adayi odaya topallayarak girer. Damat adayi copcatana bakar :
-Topal bu, der. Copcatan basiyla onaylar. Damat gelinin saclarini oksamaya kalkar.Peruk elinde
kalir.Copcatana bakislariyla :
-Kel bu, der. Copcatan basiyla onaylar. Damat adayi odadaki gumus takimlara antikalara bakar.Onlarin
da sahte olmasindan suphelenir.Copcatanin kulagina fisildamak ister. Copcatan :
-Rahat konusabilirsin, duymaz kulagi sagirdir.

Şeker

İki Deli Hastenin Önün Deki Havuzun Başında Oturuyorlarmiş

Birisi Kalkıp Havuza ŞEKER Atmış ve:

Havuzdan Bir Yudum Almış Sora Tükürmüş.ARKADAŞINA:

-Havuza Şeker Kattım Ama Tatlı Olmadı

ARKADAŞI:

-Tabi Olmaz Salak Karıştırmadın Da Ondan

Yalancı

Adamın birinin sigarası bitmiş. Saatte gecenin onuymuş. Karısına sigara almaya gideceğini ve birazdan döneceğini bildirerek köşedeki bakkalın yolunu tutmuş. Köşeye vardığında bir de bakmış bakkal kapalı. Bakkalın yanında bir bar varmış. Adam paralı makinaların birinden sigara almak ümidiyle bara girmiş. Sigaray tam alıyormuş ki barda çok güzel bir sarışın görmüş. Sarışın kadın da adamı kesiyormuş. Adam kadının yanına yaklaşmış. Bir süre sonra muhabbet etmeye başlamışlar. Ve bardan beraber çıkıp kadının evine gitmişler. Adam sabah uyanmış bir de bakmış ki sarışın kadının evinde. Adam telaşla kalkmış, karım beni öldürecek diye sızlanıp durmuş. Sarışına hemen biraz un getirmesini söylemiş ve ellerini una bulayıp sarışın kadının evinden alelacele çıkmış. Evine gittiğinde karısı kapıyı öfkeli bir şekilde açmış. Adam karısına vallahi sigara almak için çıktım, bakkal kapalıydı bara gittim daha sonra da barda sarışın bir kadınla tanıştım ve geceyi onun evinde geçirdim demiş. Karısı adama inanmayarak bakmış ve bana ellerini göster demiş. Adam ellerini karısına göstermiş ve kadın adi herif yine yalan söylüyorsun bütün gece yine bowling oynadın değil mi demiş!!!

Penguen

Temelle dursun bes parasiz is ariyarak gunlerini geciriyolarmis.Bi gun bi ilanda Kuzey Kutbunda cok makul bi is ilani gormusler.Fakat isin zorluklari varmis mesela ikisininde tam 5 ay boyunca izinleri yokmus.Ama temelle dursu bosver demis ler gelmisler Kuzey Kutbuna.Tam 5 ay durmadan calismislar ve hic kadin yuzu gormemis ler bu yuzden de cikar cikmaz geneleve gitmisler.Genelevde dursun sormus: -Sizde Beyaz kadin varmi? Adam: -Var efendim,demis. Dursun: -Peki sizde siyah kadin var mi? Adam: -Tabii ki de her turlu zenci kadinimiz mevcuttur,demis. Dursun: peki sizde hem beyaz hem siyah var mi demis, Adam: -Ben hayatimda hic oole kadin gormedim demis.Bunu uzerine dursun temelin bogazina yapismis ve: -Ben sana demistim o yatirdiklarimiz kadin diil penguendi ,demis

Banka Soygunu

Temel ile Cemal banka soyuyorlarmis.. Temel ile Cemal banka soyuyorlarmis.Polislerin geldiklerini gorunce hemen kacmaya baslamislar...Polisler de arkalarindan durun kacmayin o... cocuklari diye bagirmislar.Cemal temel e donerek: -Ula temel penu tanidular,penu pirak sen kac demis...

Devekuşu

Temel avustralyaya devekusu avlamaya seyahata cikiyor.Orada malzemelerin hazirlayip maceraya atiliyor. Bir viraji donunce bakiyor 10,15 tane devekusu.hemen arabayi durduruyor silahini dogrultuyor.devekuslari silahi gorunce urkerek kafalarini kuma gomuyorlar.yani kendi akillarinca saklaniyorlar.Temel etrafa bakiyor.ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor: __ulan nereye gitti bu hayvanlar?

Toyota- Kriko

Japon'u biri Rize'de bir kahveye girmis ve herkese kafa tutmus: - Var mi aranizda delikanli, varsa ciksin disari! Tahmin edeceginiz uzere Temel kapiya dogru yurumus. - Cikiyorum ulan, gorelim bakalim erkekligini! Birkac dakika sonra Temel agzi burnu dagilmis kahveye geri donmus. Pesinden de Japon kasilarak iceri girmis. Temel'i gosterek soylenmis: - Kore - Teakwon Do! Ertesi gun Japon yine gelmis. Yine meydan okuma. Yine Temel'den rest. Ve birkac dakika sonra kapida yine agzi burnu dagilmis bir Temel! Ve pesinden kasilarak yaptigi oyunu aciklayan Japon: - Cin - Kung Fu! Ertesi gun yine ayni hikaye: dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmis Temel ve hergun degisik bir stil kullanan Japon: - Japon - Karate! Ve bir sonraki gun Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmus. Japonun restini goren yine Temel olmus. Birkac dakika sonra herkes surati dagilmis bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafi kanlar icinde kapida belirmis! Temel de hemen arkasindan gelmis, Japon'u gosterek gulumsemis: Toyota - Kriko!

Ormanlar Kralı

Ormanlar kral aslan ile yardımcısı tilki bir gün ormanda yürüyorlarmış. Kralın canı çok sıkılmış ve tilkiye dönüp bu sorununu anlatmış. Bunun üzerine tilkinin cevabı şu olmuş: "şimdi önümüze ilk çıkana niye sapkan yok diye soralım ardındanda üstüne atlayıp iyice dövelim" demiş. Bu fikir aslanın hoşuna gitmiş ve kabul etmiş. Biraz daha yürümüşler "önlerine bir tavşan çıkmış. Aslan: Senin niye sapkan yok Tavşan: I, niye sordunuz?? Bu cevabın üstüne deminde kararlaştırdıkları gibi tavşanın üzerine atlayıp, iyice dövmüşler ve yollarına devam etmişler. Biraz ilerledikten sonra aslan tilkiye dönüp yine canının sıkıldığını söylemiş. Tilki: Bu seferde önümüze ilk çıkandan sigara isteyelim. Eğer filitreli verirse niye filitresiz yok diye döveriz. Fakat filitresiz verirse niye filitreli yok diye döveriz. Aslan bu fikri çok beğenmiş. Yollarına devam etmişler. Önlerine yine bizim tavşan çıkmış ve aslan sormuş. Aslan: Tavşan sigaran var mı Tavşan: Evet. Yalnız filitreli mi istersin yoksa filitresiz mi? Aslan bunun üzerine çok sirlenmiş ve tilkiye dönüp Aslan: " Senin niye sapkan yok ulan? " diyip tilkiye dalmış.

Bir bira daha ver

Bir gün Temel bara gitmiş.Barmenden bira istemiş. Birasını bitirip hesabı sorunca barmen 26 bin lira demiş. Cebinden 26 tane metal 1000 liralık çıkartıp barın üstüne üst üste koymuş. Tam barmen paraları alıcak ken bir hareket ile bütün parayı yere saçmış. Barmen küfrede küfrede toparlamış paraları. Ertesi gün Temel tekrar aynı bara gelip olayı tekrarlamış, paralrı yere saçılmış. Üçüncü gün barmen arkasında bodyguardı ile birlikte Temeli beklemiş. Temel gelip tekrar bir bira istemiş. Bu sefer cebinden 50 bin liralık bir banknot çıkartmış. Buna çok sevinen barmen paranın üstünü 24 tane 1000 liralık bozuk para olarak barın üstüne koymuş. Ufak bir kol hareketi ile de hepsini yere saçıp "Buyrun paranızın üstü" demiş. Temel hiç bozuntuya vermeden cebinden 2000 lira çıkarıp yere atmış ve "Bir bira daha ver" demiş.

Superman

Adamın teki, bir gökdelenin en üst katında barda içiyormuş. Yanına yakışıklı bir adam gelmiş. Bearber içerlerken, sonradan gelen adam demiş ki "Bak demiş, ben şimdi bu binanın tepesinden atlıyıcam ve 5.kata gelince durup içeri giricem." 100 dolara bahse girmişler. Adam hakikaten atlayıp 5. kata gelince durup camdan içeri girmiş. Hayretler içinde kalan adam 5 dakika sonra adamı tekrar yanında bulmuş. Biraz daha içince adam tekrar " Bu sefer demiş atlayıp 3. kata gelince içeri giricem varmısın bahse demiş" Tekrar 200 dolara bhase girmişler ve adam koşup atlamış ve tekrar 3. kattan içeri girmiş. Hayretler içinde kalan bizim adam içmeye devam etmiş ve zil zurna sarhoş olmuş. 5 dakika sonra adam yanına gelince büyük bir cesaret ile "Ben de demiş şimdi atlayıp 1. kattan içeri giricem" Bizimki koşup atlamış ve yere çakılıp gebermiş. Yukarıda barmen adamın içkisini tazelerken "Bugün çok adisin Supermen" demiş

Serüvenci

Seruvenci Temel çin’i kesfe cikmis.Fakat ucsuz bucaksiz ormanlarda kaybolmus.Bir ay boyunca ot yemis, agaçlarin uzerinde yatmis.Bir gun karsisina eskice bir ciftlik evi cikmis karsisina.Kapiyi calmis, karsisina yasli bir çinli cikmis. "Bir aydir sefil haldeyim, bir kap sicak yemek, yatacak bir yer verin ne olur, size bir zararim olmaz" demis Temel. "Peki" demis, ihtiyar çinli."Bu lafini unutma, guzel torunlarima sarkarsan sana çin’in en korkunç üc iskencesini yaparim" diyede eklemis. Temel aksam yemeginde guzel torunu gorunce icinde kipirtilar baslamis tabiki.O da dogdugundan beri erkek yuzu gormemis, dedesinden baska. Gizli gizli bakismalarla yemek devam etmis.Yemekten sonra herkes odasina Cekilmis.Gece Temelin odasinin kapisi açilmis ve iceri çin ipegi tül gecelik icinde huri torun girmis .Temel kiza sarilirken "Boyle bir gece icin üç degil bin iskenceye deger" demis. Muhtesem bir geceden sonra kiz kendi odasina donmus, Temel gecenin verdigi yorgunlukla uykuya dalivermis.Ogleye dogru bir uyanmis ki, gogsunde bir agirlik...Birden fark etmis ki uzerinde kocaman bir kaya parçasi, kayanin uzerindede bir yazi. "Birinci cin iskencesi, bu kaya parcasi"....."Bunun nesi iskence demis" Temel icinden.Kayayi kucaklamis,pencerenin onune gelmis, asagiya atmis.Tam o sirada pencerede bir yazi ilismis gozune. "Bu ikinci cin iskencesi,sag testisin kayaya bagliydi.." Asagiya dusen kayayi tutmanin imkani yok tabiki.Ne yapiyim? Ne edeyim derken asagiya atlamaya karar verip kendini asagiya ativermis, teskilati kurtarmak icin. Asagi duserken duvarda bir yazi..."üçüncü çin işkencesi, sol testisin karyolaya bagli!!...."

24 Saat

Sonunda o meşum gün gelir çatar. Doktor hastasına ogüne değin yapılan tahlillerin sonuçlarınıaçıklayacaktır. "Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var," der doktor. "...nce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüzkalmış." Adam yıkılır. "Hayır olamaz. Buna inanamıyorum... Fakat, fakat bundan daha kötü nasılbir haber olabilir?" Doktorun yanıtı kısa olur:"Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum"

Prezervatif

Iki karadenizli karadenizde cay bahcesinde calisirlarken natasa'lardan birisi kendilerine dogru yaklasiyor.Bir miktar para karsiligi kendileriy le birlikte olabilecegini ancak hamile kalmamasi icin prezervatif kullan malarinin gerektigini belirtiyor.Mesele halloluyor.Olaydan uc gun sonra Temel buyuk bir sikinti icinde Dursun'a sesleniyor: Ulan! Hamile kalirsa kalsin.Ben artik prezervatifi cikaracagim

Kaynanayı gömmek

TEMEL BİRGÜN KAHVEYE YÜZÜ YARA BERE İÇİNDE GELMİŞ KAHVEDEKİLER MERAKLA HALİNİ SORMUŞLAR KAYNANASINI

GÖMMEYE GİTTİĞİNİ SÖYLEMİŞ ŞAŞKINLIK İÇİNDE YÜZÜNÜN HALİNİ SORDUKLARINDA KAYNANASININ GÖMÜLMEMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTIRDIĞINI SÖYLEMİŞ..

100.cü basamak

Üç deli deliler hastanesinden kaçmaya karar verirler ama hastaneden kaçmak için 100basamaklı merdiven engelini aşmak zorundadırlar ve merdiveni çıkmaya başlarlar 1 2 3 4 5 derlerken 50.basamağa gelirler 1.deli ben çok yoruldum der ve geri döner iki deli devam

eder 80.basamakta ikinci delide yorulur ve geri döner üçuncu deli merdivenleri çıkmaya devam eder 81 82 83 90 95 96 derken son basamak olan 100. merdivene gelirve derki onuda yarın çıkarım der ve geri döner

Kaktüs

bi fransız bi alman bide türk oturuyolarmış konu açılmış fransız bizim güllerimiz çok meşur demiş diger ikisi biz sizin güllerinizle popmuzu sileriz demiş alman bizim sümbüllerimiz meşhur demiş diğer ikisi biz o sümbüllerle popomuzu sileriz demiş türk te bizim kaktüslerimiz meşhur sıkıysa silin poponuzu demiş

5 kuruş vermedim

adi herifler uc kisi geldiler ustume ustume geldiler ya parani,ya namusunu dediler bes kurus verdiysem serefsizim

Reçete

Temel eczacilik fakultesini bitirmis.fakat eczane acacak parasi yok, Girmis bir eczaneye: - beyefendi sizde sogan var mi? Adam Temel'i basindan savmis.Temel bu durur mu?hergun yeni sacma soru- larla geliyormus.Birgun eczaci Temel'e: -Kardesim senin derdin ne? -Burayi bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmis,birkac gun sonra Eczaneyi satan a- dam iceri girmis,Temel'e: -Siz de sogan varmi? demis... Temel adama 'biz de sogan var ama senin receten var mi?'demis....

İsminiz ???

Adamin biri misafirlige gitmis.Aksam olunca haliyle sormuslar; -Pardon arkadas demisler kari-koca.Bizim odadami yatarsin,bebegin oda sinda mi,yoksa bos bir odada mi? Adam dusunmus:Kari-koca nin yaninda yatilmaz,bebekte uyanir aglarsa uykusu kacacak ben bos odada yatarim demis, Sabah olunca adam elini yuzunu yikamis,bir de bakmis cok guzel bir kiz adama havlu tutuyor, Adam: - Kizim senin ismin ne?,,,,,diye sormus. kiz : - Bebek amcacigim ya sizin isminiz?... Adam: - Essek kizim esseeeek

Marilyn Monroe

Marilyn Monroe ahiret gununde Allah'in huzuruna cikmis.Allah 'senin yerin cehennem' demis.Marilyn 'nasil olur.benim orada vucudum bozulur, hayranlarim benden nefret eder.' demis.Bunun uzerine bir test yapilmasi karari alinmis. Cebrail Bak demis cirilciplak bu koridordan aklina kotu birsey getirme den gecersen cennete ulasirsin.Ama aklina kotu birsey getirirsen ayakla rinin alti acilir cehenneme dusersin. Neyse marilyn soyunup yurumeye baslamis.iki uc adim atmis ki kuuut diye bir ses duyulmus.Buyuk bir korkuyla arkasina donen marilyn cebraili yerinde gorememis.